Mumcu ve Okkan. Sizi Unutmayacağız

Mumcu ve Okkan. Sizi Unutmayacağız
24.01.2023
10
A+
A-

24 Ocak 1993’te Ankara Karlı Sokak’ta patlayan bomba ile katledilen ödünsüz Atatürkçü, kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu’nun suikastı aydınlatılmadı.

Sekiz yıl arayla 24 Ocak’ta alçakça katledilen usta gazeteci Uğur Mumcu ve Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ölüm yıldönümlerinde anılıyor.

Derleyen: Erman Çimen / Yeniçağ

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te evinin önünde uğradığı bombalı suikast sonucu, Ali Gaffar Okkan ise 8 yıl sonra 24 Ocak 2001’de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden valilik binasına giderken pusuya düşürülerek şehit edilmişti. Araştırmacı gazeteciliği ile Türk basın tarihine damga vuran gazeteci Uğur Mumcu’ya yapılan suikastin arkasındakiler aradan geçen yıllara rağmen henüz net olarak ortaya çıkarılamadı.

‘EN BÜYÜK HAYALİM BU SUİKASTİ AYDINLANMAK’
Bu olaydan 8 yıl sonra yine aynı tarihte yani 24 Ocak’ta, yanında bulunan 5 polis memuruyla birlikte valilik binasına giderken pusuya düşürülerek şehit edilen Ali Gaffar Okkan’ın da en büyük hayali ise Uğur Mumcu suikastını aydınlatmaktı.  

Diyarbakır başta olmak üzere bölgede ve İstanbul’da yapılan Hizbullah operasyonlarında önemli rol üstenen Okkano dönem kendisini ziyaret eden gazetecilere, “Bu meslekteki en büyük hayalim rahmetli Uğur Mumcu suikastını çözmektir. Mumcu suikastında kullanılan patlayıcı düzeneği ve düzenekte kullanılan patlayıcı ile malzemelere Batman’da bir saldırıda rastladık. Eğer bu işi çözersem o zaman gözüm arkada kalmaz” diyordu.

GAZETECİ BURAK ERSEMİZ ORTAYA ÇIKARDI: GAFFAR OKKAN ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE UĞUR MUMCU’NUN KARDEŞİNE NE SÖYLEDİ

Gazeteci Burak Ersemiz bu suikastten yıllar sonra çok önemli bir gerçeği yazdı. Ersemiz, Gaffar Okkan’ın ölümünden bir kaç gün önce Uğur Mumcu’nun kardeşi Ceyhan Mumcu’yu aradığını ve 24 Ocak’ta çok önemli bilgiler vereceğini söylediğini belirterek; “Yaptığım araştırmalarda Gaffar Okkan, Ceyhan Mumcu’ya Diyarbakır’da bir tören yapılacağını ilk defa ölümünden sonra Uğur Mumcu’nun anılacağını kendisinin de bir konuşma yapacağını belirtmiş. Ceyhan Mumcu da o dönem Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda görevli Fatma Hanım’a söz konusu konuşmanın bir metnini gönderiyor.

Gaffar Okkan olay günü Fatma Hanım’ı arıyor ve ‘hazır mı her şey’ diye soruyor. Fatma Hanım ’’Evet Müdürüm her şey hazır sizi bekliyoruz’’ cevabını verince şehitlikteki makamdan ayrılıp Devlet Tiyatrosu’na gitmek için talimat veriyor. Ve 100 metre sonra suikaste uğruyor.

Ceyhan Mumcu’nun anlattığına göre suikasttan birkaç ay sonra Gaffar Okkan’ın eşi Zerrin Okkan UMAG’ı ziyaret ediyor. Yanında bir emniyet müdürü tanıdığı da var.

‘TÜM TELEVİZYONLAR BENDEN BAHSEDECEK…’

Bu görüşmede Zerrin Hanım, eşinin o gün çok heyecanlı olduğunu söylüyor ve kendisine akşam çok önemli bir açıklama yapacağını, şaşırmaması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor ‘Tüm televizyonlar benden bahsedecek’ Evet, o akşam tüm televizyonlar ondan bahsetti ancak onun planladığı gibi değildi…”

‘AJANLAR ORDUSU’ DİYEREK FETÖ’YÜ MÜ İŞARET ETTİ
Gaffar Okkan’a göre Mumcu’nun öldürülmesiyle ilgili talimat başka bir ülkenin ajanları tarafından verilmişti. Tetikçiler de suikasti gerçekleştirmişti. Okkan’ın sık sık ‘Ajanlar Ordusu‘ tabirini kullanarak FETÖ’yü işaret ettiği belirtiliyordu.

Gazeteci Burak Ersemiz 2001 yılındaki yazısında ‘Dikkat ediyorum Gaffar Okkan Hizbullah operasyonlarını yöneten önemli bir isim olmasına rağmen anlatırken Hizbullah adını kullanmıyor “tetikçiler” diyor… Gaffar Okkan’a diyorum ki “İran’mı…’’ “Hayır’’ diyor. “Daha dost bir ülke”…  ’’Bunlar’’ diyor ’’ajanlar ordusu.. Terör örgütü filan değil, aynı PKK gibi maşa bunlar başka bir ülkenin ajanları. Ve yaptıkları her eylemi Devletin üzerine bırakmak gibi bir amaçları var.” İfadelerini kullanmıştı.

İşte gazeteci Burak Ersemiz’in Gaffar Okkan Suikasti’nde Uğur Mumcu izleri üzerine 5 Ekim 2001 günü yazılmış o yazısının tamamı:
KİM BU AJANLAR ORDUSU
Gaffar Okkan’a göre Mumcu’nun öldürülmesiyle ilgili talimat başka bir ülkenin ajanları tarafından verilmiş. Tetikçilerde suikasti gerçekleştirmiş. Dikkat ediyorum Okkan Hizbullah operasyonlarını yöneten önemli bir isim olmasına rağmen anlatırken Hizbullah adını kullanmıyor “tetikçiler” diyor…
Gaffar Okkan’a diyorum ki ’’İran’mı…’’. ’’Hayır’’ diyor. “Daha dost bir ülke”…  ’’Bunlar’’ diyor ’’ajanlar ordusu.. Terör örgütü filan değil, aynı PKK gibi maşa bunlar başka bir ülkenin ajanları. Ve yaptıkları her eylemi Devletin üzerine bırakmak gibi bir amaçları var. Bence Uğur Mumcu suikasti ile Batman’da kafasına satırla vurularak öldürülen bir gencin suikasti arasında bir fark yok. Amaç aynı; devlet işledi.. Önce Devlete olan güvensizlik sağlanır. Sonra iki halk birbirine düşürülür. Kaos ortamı böyle gelişir.. Hepimiz bir oyunun içindeyiz.. Bunların her kurumda adamları var. Diyelim ki siz ülkenize hizmet ettiğinizi sanıyorsunuz ancak giriştiğiniz eylemin talimatı başka bir ülkeden.. Ya da yasadışı bir örgütün içinde bir hücresiniz talimat alıp yaptığınız eylem o örgüte mal olsa da aslında emri veren başka bir ülkenin örgüte sızmış ajanları… Zaten sonrada o eylemi yapanlar yok edilir ya kaybolur ya da ihbar edilerek çatışmada ölmesi sağlanır ya da bir kurumdaysa faili meçhule gider arabası kaza yapar, uçağı düşer, helikopteri düşer… İşte bu yüzden faili meçhulleri çözersek ülkeyi kurtarırız..’’

Gaffar Müdür o gün bir de Hüseyin Velioğlu’nun yanında taşıdığı ancak, o gün Beykoz’da ki aramada bulunamayan 2.5 milyon mark gibi bir paradan söz ediyor. Bu paranın Hizbullah lideri tarafından baskından birkaç gün önce evden başka bir yere nakil edildiğini düşünüyor. Zira Beykoz’da ki evin adresi ve Hüseyin Velioğlu’nun orada olduğu, Gaffar Okkan’ın bizzat katıldığı bir sorguda Diyarbakır’da çözülüyor. Sonra hemen İstanbul’a geliniyor ve İstanbul Polisi ile birlikte Beykoz’daki baskın gerçekleştiriliyor. Müdür bir de örgütün Adana ya da Gaziantep kırsalında bir kasasının gömülü olduğunu söylüyor. Hizbulah’ın kayıp paralarını da bulacağını söylüyor.

Sohbetlerimizden birisinde Hizbullah örgütünün çözülmesinde ve Beykoz’da ki evin ortaya çıkmasında büyük payı olan eski Hizbullah üyesi ve sorgucusu itirafçı Şaban Elaltuneri’de bir ara yanımıza gelip gidiyor.. Bir çay içiyor Gaffar Okkan ile on dakika kadar özel konuşuyorlar, sonra bizle bir selamlaşıp gidiyor…. Onun bir sohbetimizde bana ’’Allah korusun müdürüme bir şey olsa beni iki ay yaşatmazlar’’ dediğini hatırlıyorum.. Şaban yıllarca Hizbullah örgütünün sorgucusu olarak görev yapmış, hem Hizbullah’ın içindeki sözde ajanları hem de örgütün kaçırdığı birçok insanı sorgulayan kişi. Yakalanmasının ardından Gaffar Okkan günlerce onunla konuşuyor ve ikna ediyor, ardından itirafçı oluyor ve Gaffar Okkan ile omuz omuza görev yapıyor. Hizbullah ile ilgili tüm iddiaların en doğru bilgileri Hizbullah’ı Hüseyin Velioğlu’nu örgütün ilişkilerini örgütü kimin kurduğunu sonra kimlerin eline geçtiğini, en iyi bilen isim Şaban Elaltuneri.. Yakalanan Hizbullah üyelerini Gaffar Okkan ile birlikte sorguluyor. İş böyle olunca sorgularda inanılmaz başarı sağlanıyor. Konuşmayan çözülmeyen Hizbullah üyeleri sorgudan sonra göz bantları açılınca Şaban’ı karşılarında görünce eğer tanıyorlarsa hemen çözülüyorlar.. Ve Beykoz’daki eve, işte bu çözülmelerle ulaşılıyor. Son dakikaya kadar Gaffar Okkan kimseye bilgi vermiyor. Çünkü Hizbullah o zamanlar bir şekilde her yerde..
(O dönemlerde İstanbul’dan tanıdığım ve Diyarbakır’da görev yapan polisler, şehir girişlerindeki arama noktalarındaki nöbetlerini, geceleri belli bir saatten sonra Hizbullah’a bıraktıklarını anlatmışlardı. Buna neden olarak “Canımızı sokakta bulmadık, onlar bizim yerimize tutuyorlar nöbeti” demişlerdi…

( 90’lı yıllarda nöbetlerini gözümün önünde Hizbullah’a bırakıp gelen birkaç polisle, bir keresinde Diyarbakır ofis mahallesinde tekel bayilerinin arkasına kurulu ve gizli kapılarla girilen küçük meyhanelerde oturup sohbet etmiştik. Ardından gece nöbet tutup bu anı görüntülemeyi çok istedim ama o zamanın Diyarbakır’ını bilenler buna neden teşebbüs edemediğimi iyi anlarlar )

Gaffar Okkan sabah yanından ayrılmadan önce sözlerine şunları ekliyor ’’Bu parayı ve Uğur Mumcu cinayetini ortaya çıkarmadan ölmek bana haram.. Ben burada aslında bir tek Hizbullah ile değil bütün dünya ile savaşıyorum….’’

Gaffar Okkan bu sohbetten tam 6 gün sonra ’’evim’’ dediği şehitlik yakınında 5 polis memuru ile birlikte şehit edildi..

Özel kalem Müdürü Mehmet Kamalı, korumaları Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy..
Şaban Elaltuneri ise oğlu Mehmet ile birlikte İstanbul Esenler’de 25 Ağustos 2001 günü çapraz ateşle öldürüldü.. ’’İki ay’’ demişti ama tam 7 ay yaşayabilmişti senden sonra….

Ben onların Hizbullah tarafından öldürüldüklerine asla inanmadım… Derdin ya ’’Ben burada dünyaya karşı savaşıyorum’’ İşte seni o dünya öldürdü… Bence sen ölürken bu tezini de kanıtladın.. Zannediyorum Şehit olduğun gün o kaset cebindeydi… Çünkü ’’çözene kadar kalbimin üzerinde taşıyacağım ’’ demiştin..
Belki de bir kurşun onu parçaladı.. Çok aradım o iki kaseti. Herkese sordum yok dediler. Bilmiyoruz dediler. Mecburen ’’Malum görevden sarfinazar’’ edildim.
Kim bilir, belki de kurşun sıkan eller aldı götürdü.. Ama merak etme ölüm sana haram olmadı Gaffar Okkan…

Senin mezarında 5 dakika durabildim. Beni hissetin biliyorum. Çok kalabalıktı.. Cebimde pet şişede sıcak tavşan kanı bir çay ve elimde boş çay bardağı vardı.. “Ölürsem beni çaysız bırakmayın’’ demiştin ya o gün sanki öleceğini o kadar hissediyordun ki, hep ölümden bahsetmiştin zaten.. İşte herkes gittikten sonra ben senin mezarına bir bardak sıcak çay bıraktım ve uzaklaştım..

Sen emniyetin Uğur Mumcu’suydun Gaffar Okkan .. Ve Uğur Mumcu’nun katledildiği gün 24 Ocak 1993, senin katledildiğin gün ise 24 Ocak 2001’di..

Çok isterdim buraya beraber bir fotoğrafımızı koymayı, ama hiç vakit olmadı ki hatıra toplamaya.. Zaten bir keresinde de sen “Bozo İstanbul’da çekiliriz bekle biraz’’ demiştin..

Demlikten yükselen buhar sanki camın yüzeyinde sana bir gözyaşı… Biz hala oteldeyiz ama sen evindesin görüşmek üzere.. 05.10.2001 Burak Ersemiz”

gaffar-okkan2.jpg

ÇOK ÖNEMLİ BİLGİ
Bu yazıyı yazmamın ardından seneler geçti ve sonradan yaptığım araştırmalarda Gaffar Okkan’ın, ölümünden bir kaç gün önce Ceyhan Mumcu’yu aradığını öğrendim. Bu aramada kendisinden Umut Davası sırasında aile adına yapılan yazılı açıklamanın metnini istemiş.
Gaffar Okkan, Ceyhan Mumcu’ya Diyarbakır’da bir tören yapılacağını ilk defa ölümünden sonra Uğur Mumcu’nun anılacağını kendisinin de bir konuşma yapacağını belirtmiş. Ceyhan Mumcu da o dönem Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda görevli Fatma Hanım’a söz konusu konuşmanın bir metnini gönderiyor.
Gaffar Okkan olay günü Fatma Hanım’ı arıyor ve ’’hazır mı her şey ’’ diye soruyor. Fatma Hanım ’’Evet Müdürüm her sey hazır sizi bekliyoruz’’ cevabını verince Şehitlik’teki makamdan ayrılıp Devlet Tiyatrosu’na gitmek için talimat veriyor.
Ve 100 metre sonra suikaste uğruyor. Ceyhan Mumcu’nun iddiasına göre suıkastten birkaç ay sonra eşi Zerrin Okkan UMAG’ı ziyaret ediyor. Yanında bir emniyet müdürü tanıdığı da var.
Bu görüşmede Zerrin Hanım, eşinin o gün çok heyecanlı olduğunu söylüyor ve kendisine akşam çok önemli bir açıklama yapacağını, şaşırmaması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor ’’Tüm televizyonlar benden bahsedecek’’! Evet, o akşam tüm televizyonlar ondan bahsetti ancak onun planladığı gibi değil…. Burak Ersemiz 24 Ocak 2009″









Kadim Devlet ve Arka Sokağın Çocukları ile 'Yüreğimi Avuçlarına Bıraktım' şiir kitabının yazarı.  
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.