GELENEKSEL ACILARIN ‘AĞLAK KOROSU’ YÖNETİCİLERİN ÜLKESİYİZ.
Yakın tarihimizi hatırlayın.
Ne çok felâket yaşamışız.
Ne çok acılarımız olmuş.
Felaketlerin, geleneksel yaşandığı ülke olmuşuz.
Erzincan, Fethiye, Varto, Erzurum, Van, Dinar, Marmara, İzmir ve 6 Şubat felâketi.
Deprem yerlerine bakın, yakınlarını kaybedenlerden çok devletin görevlileri ve siyasetçiler ağlamış.
Depremlerden büyük yalanlarıyla vaatler sıralanmış.
Sonra öylece kalmış.
Ya bir sonraki felakete ya da yaşanan felâketi anma gününe kadar.
Madenler patlamış, trenler devrilmiş, çöplükler patlamış, durduk yerde binalar çökmüş.
Ama yine ağlayanların en ön saflarında siyasetçiler, devleti yönetenleri görürsünüz.
Yine aynı yalanlarla süslenmiş kandırmacaları söyleyip gitmişler.
Terör gencecik fidanlarımızı yok etmiş, sel olmuş, yangın çıkmış.
Yine ‘Ağlaklar Korosu’ siyasetçilerimiz en ön saflarda yerini almış, aynı nakaratlarla ağlamaya başlamışlar.
Bu durum bundan sonra da böyle devam eder gider bu cühela ağlaklar korosu siyasetçilerimiz oldukça.
Bunca yaşanmış felâketlerden bir tek ders çıkarmışlar mı?
Bir daha yaşanmaması için en küçük bir tedbiri almışlar mı?
Yapmazlar.
Çünkü koro halinde ağlayacak felâketi bekliyorlar ki sahte gözyaşlarıyla koltuklarını sıcak tutabilsinler.
Neredeyse her hafta bir felâket gününü anmamız var.
Şu an hayatta olan her yaştan vatandaşımıza sorun.
Kendinize de sorun.
‘Bu güne kadar ülkemizde çözülmüş bir tek sorunumuz var mı?’
Ben göremedim.
İşte sırf bu yüzden çıktık yola.
Ülkemizin tüm sorunlarımıza kökten, kalıcı çözümleri hayata geçirerek, kurumsal devlet yapısını oluşturacağız.
Felâketleri anma günleri ağlamak için değil, bir daha öyle felâketlerin olmaması için çözümleri hayata geçirdiğimiz günler olacak.
Yaşanan sorun ve felâketlerde, kimsenin kendini sorumlu görmediği Türkiye değil, herkesin sorumlu olacağı ve hesabını vereceği Türkiye olacak.
Yöneticilerin yerine acıların, felâketlerin utandığı değil, yaşanan her felâketin bir daha yaşanmaması için en iyi derslerin alındığı Türkiye olacak.
Anlamamız ve görmemiz gereken en net gerçek; bu siyasi zihniyetle ülkemizin hiçbir sorunu çözülmez.
Ama siyasilerin saltanatı kesintisiz devam eder.
’Öylesine öldüğümüz’ Türkiye değil, her vatandaşının kaliteli yaşamı olduğu Türkiye olacak.
Siyasilerin değil, vatandaşın saltanat süreceği Türkiye için Bizim Parti’de güçlenmemiz, çözüme ve aydınlığa giden başlangıç olacaktır.